1991'den Bugüne

03.Orman Su İşlerBakanı Veysel Eroğlu: Devasa Barınaklar değil, Orta ve Küçük Ölçekli Bakımevi talebi

 

3. Orman Su İşleri Bakanı Veysel: Devasa Barınaklar değil,  Orta ve Küçük Ölçekli Bakımevi talebimiz 
_____________________________________

Sevgili Arkadaşlar,

Belediye Başkanları yeni bir moda başlattı. Uçsuz bucaksız araziler buluyorlar, şehirlere en uzak noktalarda, ulaşımı saatleri bulan noktalarda. Ondan sonra da "En modern en büyük bakımevini biz yapıyoruz, yapacağız" diye övünüyorlar. Uzak ve büyük DEVASA bakımevleri ile, belediyeler bir TAŞLA 5-10 tane kuş vurmayı hedefliyorlar. Devasa bakımevlerine niçin karşı olduğumuzu öğrendikten sonra, Orman Su İşleri Bakanına yolladığımız EKLİ YAZIYI sizler de yollayınız.

Nesrin Çıtırık/ HayKonfed Başkanı.

DEVASA BAKIMEVLERİNE NİÇİN KARŞIYIZ:

1. Bir bakımevinde en önemli husus "gönüllü denetimi ve gözetimidir". Uzak yerlere gönüllüler zaten gidemeyeceği için, hayvanlar aç sefil ve hasta ölümlere daha kolay mahkum edilecekler.
2. Büyük devasa barınaklar, BÜYÜK PARALAR demektir, bu büyük paralardan belediyeler de firmalar da payına düşeni alacaktır. Küçük ve düşük maliyetli bakımevlerinden nasıl pay alacaklar?
3. Bu büyük devasa bakımevleri ilçelerin de işine gelecek. Topladıkları hayvanları büyük bakımevine götürüyoruz diye ıssızlarda daha kolay yok edecekler.

4. Belediyeler işe aldıkları BANKAMATİK TORPİLLİ ELEMANLARI barınaklarda çalışıyor gösterirler. Çünkü oralarda şikayet edemeyen ağzı dili olmayan hayvanlar vardır. Bakımevleri uzakta olursa BANKAMATİK GÖREVLİLER daha kolay istihdam edilir.

5. Uzakta ki bakımevlerinde TEDAVİ de yapılmayacak. Çünkü tedavi demek ilaç
ve para harcanması demektir. Bu da belediyenin işine gelmez. Tedavi demek veterinerlerin rahat koltuklarından kalkıp mesleklerini icra etmeleri demektir. Bu da veterinerlerin işine gelmez. Hayvana elini sürmeyen BİR TEK VETERİNERİ göstermelik olarak koymak varken, hiç bir belediye gerçek anlamda tedavi için yeterli sayıda VETERİNER istihdam etmek istemez.

6. Uzaktaki barınaklarda hayvanlara yeterle mama vermeyecekler. Çünkü toplamayı hedefledikleri binlerce hayvanı gerçekten doyurmayı düşünen bir belediye büyük paraları gözden çıkarmak zorunda. Oysa belediyeler mama parası olarak ZIRNIK HARCAMAK istemezler. Depoyu mama torbaları ile doldurur, dışarından gelenlere BAKIN MAMAMIZ ÇOK derler. Ama o mamalar hayvanlara verilmez, ya kuru ekmek ya da açlıktır hayvanların payına düşen. 

7. Özellikle ormanlık arazilere planlanan barınakların İPTAL edilmesi gerekir. Yangın halinde hayvanlar hepsi birlikte ölürler.

8. Kuduzun eradike edilmediği ülkelerde hayvan hareketleri en aza indirilmelidir. Oysa, büyük devasa barınaklar çok sayıda şehre hitap edeceği ve hayvan giriş çıkışı olacağı için, bir şehirde kuduz çıkması, oradan bakımevine kısırlaştırma için gelen gidin hayvanlardan dolayı bütün bölgeyi KUDUZ RİSKLİ BÖLGE haline getirecek ve BÖLGESEL KARANTİNA UYGULANMASI gerekecektir. Bakımevlerine de hayvan giriş çıkışı 6 ay süre ile yasaklanacağı için, KISIRLAŞTIRMA da tamamen duracaktır. Bunun yerine çok sayıda orta ölçekli bakımevi kurulduğu takdirde, kuduz çıkması sadece kendi bölgesini etkileyecek ve diğer bakımevleri karantina altında olmadığı için KISIRLAŞTIRMA devam edecektir.

9. Bakımevlerinde bir bölmede en fazla 15-20 hayvan olmalıdır. Bundan fazla hayvan konan bölmelerde yer ne kadar büyük olursa olsun, gruplaşmalar nedeni ile kavgalar ve parçalanmalar kaçınılmaz olur.
10. Bir bölme en fazla 500 metrekare olmalıdır. Daha büyük bölmeler bahçelerde, hasta veya yaralı hayvanlar gözden uzak kanayarak can verirler. Kontrol mümkün değildir.
11. Özellikle köpekler "insana yakın" olan insanı maalesef dost bellemiş bir dost hayvan türüdür. Onları tecrit etmek onlara zulmetmektir. 

12. Gerek yaralı-hasta hayvan taşırken ve gerekse kısırlaştırma için toplama yapılırken, bakımevi arabaları günde 15-20 defa hayvan taşımak durumunda kalırlar. Bu büyük bir mazot sarfı olur ve devlet zararı uğratılmış olur.
13. Yaralı hayvanların hiç bekletme yapılmadan acilen bakımevine taşınıp müdahale görmeleri gereklidir. Uzak bakımevlerine mazot nedeni ile sık sık gitmeyecekler, yaralı hayvanları arabada biriktirip, yaşayan olursa onları bakımevine götürecekler.

===================================

Konu: Büyük devasa bakım merkezleri adı altındaki TOPLAMA KAMPLARINDAN vaz geçilmesi, küçük ölçekli Kısırlaştırma Bakım Merkezleri yaptırılması.

Gerekçe: Bakanlık bürokratları tarafından, sokağın gerçeklerinden uzak, masa başında planlanan, İstanbul-Trabzon ve Kocaeli'nin pilot bölge olarak seçildiği ve bütün Türkiye'ye yayılmak istenen "Uzak ve büyük DEVASA Bakımevlerinin" gerçek amacı köpeklerin gözden uzak yok edilmesidir. Bu ölüm projelerinden vaz geçilmesi hk.
Bilgi ve gereği için dağıtım: TBMM Çevre Komisyonu,

Orman Su İşleri Bakanı Sn Prof Dr Veysel Eroğlu,

1. Maalesef bakanlığınızın başlattığı, "köpeklerin doğasına, akla, vicdana, etik değerlere ve yasaya tamamen aykırı, her biri ölüm kampı olacak olan şehir dışındaki DEVASA BAKIM EVLERİ" çalışmalarını acilen durdurtmanızı talep ediyoruz.

2. Ayrıca, bu tür devasa bakım merkezlerinin ormanlık alanların bitişiği veya içine yapılmasını öneriyorsunuz. Özellikle orman yangınlarının yoğun olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Orman kenarına kurulan yerde yangın çıkarsa bütün hayvanların canlı canlı yanmasının hesabını kim verecektir?

3. "Şehirden uzakta devasa bakım evlerine" toplanacak binlerce hayvan, mevcut barınağında 30-40 tane hayvanı aç-susuz ve hastalıklar içinde ölmeye terk eden aciz belediyelere teslim edilmemelidir. Barınakların birer ölüm kampı olduğunu siz de çok iyi bilirken, belediyelere binlerce hayvanı teslim etmenin, hayvanlar için ÖLÜM FERMANI olduğunu anlamalısınız. Gerçek anlamda kısırlaştırma yapılan bir bakım evine, 3-4 ayrı toplama ekibi ile günde en az 10-15 kez köpek getirip götürme işlemi yapılmalıdır. Uzak merkezlere, gerek mazot sarfiyatı ve gerekse zaman açısından bu gidiş gelişlerin olmayacağı açık bir gerçektir. 30 hayvanı beslemekten aciz bir belediyenin binlerce hayvanı nasıl besleyeceği yani beslemeyeceği, gözden uzak yok edeceği de açık bir gerçek ikin, bu tür devasa bakımevlerinin ölüm merkezleri olacağı açıktır.

4. Mevcut küçük derme çatma barınaklara dahi bırakın veteriner hekimi, eleman dahi veremeyen belediyeler, büyük bakımevlerine nasıl eleman bulacaklardır?

5. Halen yasaya aykırı olmasına rağmen toplanan köpeklerin kendi şehri dışındaki başka belediyelere atılması en büyük sorunlardan birisidir. Belediyelere, büyük merkezlere kısırlaştırma için kedi köpek götürülmesi imkanı verilmesi ile, hayvanların başka şehirlere atılması daha da artarak devam edecektir.

6. Kuduzun eradike edilmediği ülkelerde hayvan hareketleri en aza indirilmelidir. Oysa, büyük devasa barınaklar çok sayıda şehre hitap edeceği ve hayvan giriş çıkışı olacağı için, bir şehirde kuduz çıkması, oradan bakımevine kısırlaştırma için gelen gidin hayvanlardan dolayı bütün bölgeyi KUDUZ RİSKLİ BÖLGE haline getirecek ve BÖLGESEL KARANTİNA UYGULANMASI gerekecektir. Bakımevlerine de hayvan giriş çıkışı 6 ay süre ile yasaklanacağı için, KISIRLAŞTIRMA da tamamen duracaktır. Bunun yerine çok sayıda orta ölçekli bakımevi kurulduğu takdirde, kuduz çıkması sadece kendi bölgesini etkileyecek ve diğer bakımevleri karantina altında olmadığı için KISIRLAŞTIRMA devam edecektir.

ÖNERİMİZ: Şehirlere yakın, ulaşımı kolay, içinde STK lar için de ofis olan, gönüllü işbirliği ile çalışılan, günde 15-20 defa hayvan taşınıp götürülüp getirilecek mesafede olan, yaralı hayvanlar kolaylıkla yetiştirilecek, ulaşım kolay yerlere "ORTA ve KÜÇÜK ÖLÇEKLİ Bakımevleri ile Beldelere KISIRLAŞTIRMA İSTASYONLARI"  kurulmasını ÖNEMLE talep ediyoruz.
Toplayıp tecrit etmek, sokaklardaki sahipsiz hayvan popülasyonunu daha çok artırarak sorunu ÇÖZÜMSÜZ kılacaktır.
Bakanlık merkezinizin bulunduğu Ankara'da bile, belediye bakımevleri birer ölüm kampı iken, Ankara çevresi yazın susuzluktan ölmeye kışın ise kar altında açlıktan ölmeye mahkum onbinlerce hayvan ile dolu ikin, bürokratlarınızın bu konuda yeterli bilgi, ilgi ve tecrübeye sahip olmadıkları açıkça görülmektedir.
Bu nedenle, sahipsiz hayvanları ilgilendiren konularda, yurdun her yerinde sokaklarda olan ve sorunu çok iyi bilen GÖNÜLLÜLER ile iletişim kurulması, böyle önemli bir konunun sadece BÜROKRATLARA bırakılmaması gereklidir.
Müracaatımıza 4982 sayılı yasa gereği bilgi ve cevap verilmesini emir ve müsaadelerinize saygılarımla arz ederim.
Saygılarımızla..
Nesrin Çıtırık / Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı
TC Kimik..13230091212

_____________________________________

EKLİ Mail adresleri:
BAKAN YAZININ GÖNDERİLECEĞİ MAİL ADRESLERİ:

"[email protected]" <[email protected]>,
"([email protected])" <[email protected]>,
"[email protected]" <[email protected]>,
"[email protected]" <[email protected]>,
"[email protected]" <[email protected]>,
istanbul <[email protected]>,
"[email protected]" <[email protected]>,
[email protected],
[email protected].tr,
[email protected],
Osman DEMIREL <[email protected]>,
[email protected],
[email protected],
[email protected],
"[email protected]" <[email protected]>,
"[email protected].tr" <[email protected].tr>,
"[email protected].tr" <[email protected].tr>,
[email protected],
dogakorumahayvanhaklari <[email protected]>,
[email protected],
"[email protected]" <[email protected]>,
"[email protected]" <[email protected]>,
"[email protected]" <[email protected]>,
"([email protected])" <[email protected]>,
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected]
cross