Sevgili Arkadaşlar,
Yönetim planına "Evcil hayvan beslenemez" maddesi " KONMAMIŞ" bir apartmanda, HAVLAYAN köpeğin TAHLİYESİNE ilişkin açılan davada, 2001 yılında (daha hayvanları koruma kanunu çıkmadan) köpek sahibi DAVAYI KAZANMIŞ, KÖPEK TAHLİYE EDİLMEMİŞTİ.
Bu davanın bilgilerini HAYTAP Temsilcimiz Sevgili Gul Turan temin etti.
Bu davanın kazanılma sürecinde yapılanlara ilişkin bu YAZIYI ve ÖNERİLERİ lütfen dikkatle okuyun, benzer sorunla karşılaştığınızda burada yazılan bazı hususlardan belki yararlanabilirsiniz.
Tabii ki şikayetler arasında farklılıklar oluyor ama bu temel bilgiler işinize yarayabilir düşüncesiyle tekrar paylaşıyoruz.
Hatta, yönetim planında evcil hayvan beslenemez ibaresi olduğunda da, bu bilgiler izlenecek yol için fikir verebilir.
Bu bilgileri bizimle paylaşan değerli veteriner hekim Tandan Emek'e de sonsuz teşekkürlerimizle...
Selam ve sevgiler... Nesrin Çıtırık/ HAYTAP Başkanı
---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: tandan emek <[email protected]>
Tarih: 22 Haziran 2012 10:56
Konu: Zeus davası
Kime: [email protected]
ÖRNEK MAHKEME BILGILERI
Mersin'de ikamet eden Veteriner Hekim Tandan Emek, 2001 senesinde (daha hayvanları koruma kanunu çıkmadan)köpeğinin havlaması yüzünden mahkemeye verildiği halde davayı kazanmıştır. Bu veteriner hekimle yapılan kişisel görüşme sonucu, evdeki hayvandan şikayetçi birisi tarafından mahkemeye verilme durumunda uygulanabilecek savunma metotları ile ilgili bilgiler aşağıdadır:
Adana 2. idare mahkemesi
Dosya no: 2001/761 E.
Kurgu: Şikayetçi apartman sakini köpeğinin çok havladığını bahane ederek köpek sahibini Cevre İl Müdürlüğü'ne şikayet eder. Köpek sahibine köpeği uzaklaştırması için uyarı gelir. Köpek uzaklaştırılmazsa para cezası gelir. Ancak eğer ses ölçümü yapılmamışsa bu cezanın hiçbir geçerliliği yoktur, sakın ÖDEMEYİN.
**Öncelikle apartman yönetim planı iyi okunmalı. "Apartman yönetim planı" apartmanın inşası bittikten sonra yapılan ilk toplantıda yapılır. Yani apartman kaç yıl önce inşa edildiyse, o ilk toplantıda "evcil hayvan beslenemez" diye bir karar yönetim planına konulmuş ve kat sahipleri tarafından imzalanmışsa yapılabilecek fazla bir şey yoktur. Sonradan konulan kararların (şikayet öncesi-sonrası) hükmü yoktur.
**Ancak bu karar şikayetçi olunduktan sonra kondu ise şikayetin hiçbir geçerliliği yoktur, dava ilk celsede usul aykırılığı sebebiyle ret olunur. Bu durumda şikayetçi olanın yeniden dava açması gerekir (eğer yeniden para ödemeyi göze alıyorsa).
Aşağıda sıralananlar, apartman yönetim planında böyle yazılı bir madde olmaması halinde yapılacaklardır. Buradaki en önemli nokta, şikayet sahibinin şikayetinin tamamen SÜBJEKTİF olduğunun ispatına çalışmaktır:
(1) Temel itaat eğitimi aldığına dair rapor alınır (veterinerler verebilir belki). Köpeğin temel komutlara uyduğunu ve başına buyruk hareket etmediğini ispat etme amaçlı.
(2) Köpekten rahatsız olmayan apartman sakinlerinin beyanları alınır.
Örnek: Su apartmanın su no'lu dairesinde oturan Falanca Dedik'in köpeğinin bu apartmanda oturması bizi hiçbir şekilde rahatsız etmemektedir. Şikayetçi değiliz.Toplu imza Muhtardan imza sahiplerinin o apartmanda oturduklarına dair onay.
(3) Mahkemede Savunma: Eğer o apartmanda köpekle beraber eskiden beri oturuluyor ve şikayet son zamanlarda yapılıyorsa, o zaman niye simdi şikayet ediyor?
Şikayet sahibinin köpeği bir şekilde taciz ederek havlamasına sebep olduğu söylenebilir.
Mesela o dairenin önünden geçerken kapıya vurma, veya üst kattan ayağını yere vurarak gurultu yapma yoluyla köpeğin havlamasını sağlama.
Bunların elle tutulur bir kanıtla belgelenmesi gerekmiyor, "ben şahidim" demek bile savunma sayılıyor.
(4) Cevre İl Müdürlüğü’nden gurultu seviyesinin tespiti (fiyatı 20-25 milyon civarı). Yani kendi evindeki köpeğin çıkardığı sesin kamuyu rahatsız edip etmediğinin tespiti.
Ses tespiti "desibel" olarak yapılıyor. Bunda birkaç önemli nokta var:
a) Ses tespiti mikrofonu köpeğin ağzına dayayarak yapılmaz. Şikayetçi olan kişinin evinden, yani başka bir daireden yapılır. Ayrıca tek bir kere köpeğin yüksek sesle "hav" demesi, ölçüm için yeterli değildir. Bu isin usulü, MÜHÜRLÜ bir teyp kullanılarak şikayetçi kişinin evinden en az bir gün boyunca sürekli ölçüm yapılmasıdır. Çünkü gurultu kirliliği, "SÜREKLİ ve belli bir düzeyin üzerinde olduğunun tespiti" demektir. Bu konuda ısrar etme
hakkına sahipsiniz.
b) Genel çevrenin ses düzeyini de muhakkak ölçtürüyorsunuz. Eğer genel çevrenin ses düzeyi köpeğinkine çok yakınsa köpeği savunma hakkınız doğuyor.
Örneğin genel çevrenin sesi 70 desibel çıktı, köpeğinki 75 çıktıysa şu şekilde bir savunma yapılabilir: 'Arada çok az fark var, veya hiç yok, nasıl oluyor da köpeğin sesi bu genel ses düzeyi içinde rahatsız edici boyutlara ulaşabiliyor?' İsin asli, hemen hemen hiçbir köpek gün boyunca yüksek sesle havlamaz, dolayısıyla hayvanin sesi çoğunlukla cevre ses düzeyinin altında kalır. Rahatsız edici ses siniri, kanunlara göre 120 desibelden baslar, bu da yaklaşık 3-4 otomatik yer kazma aletinin ayni anda çıkardığı sese denk gelir ki hiçbir köpek bu sesi çıkaramaz. Yani kanunlar gereği, gurultu sebebiyle hiçbir köpek evden atılamaz.
c) Diğer bir savunma yöntemi: Eğer apartmanda başka havlayan köpek varsa haliyle köpekler haberleşmek için havlayacaklardır. Bundan doğal birsek yoktur, bu köpeğin içgüdüsel bir davranışıdır. Bu durumda neden benim köpeğim şikayet konusu oluyor da diğeri olmuyor? (Bu savunma tamamen şikayet sahibinin taraflı davrandığının ispatına yönelik kullanılabilir).
d) Köpeğin sesi ciddi boyutlardaysa, ama ses tespiti yapılmamışsa eğer, şikayet sahibinin elinde hiçbir delil yok demektir. O zaman savunmada "Neden ses tespiti yapılmadan şikayet ediyor? Gürültülü olduğu nereden belli?" denilebilir.
(5) Köpek sahibinin kusuru olmadığının ispati da gerekli. Yani köpek sahibi olarak ben köpeğimi balkona mi kıtlıyorum? Ya da aç mi bırakıyorum? Köpeğimin havlaması için herhangi bir neden yaratmadığımı ispat edersem eğer, bu durumda tek ihtimal (köpek temel itaat eğitimi de aldığına göre) bir başkasının köpeğin havlamasına sebep olduğudur. Mesela kapıya vurup taciz ederek (3), veya apartmanda başka köpek varsa (4c). Bu beyanı da veteriner hekim ya da yakın bir komşu rahatlıkla verebilir.
Tandan beyin ısrarla üzerinde durduğu üç nokta:
**Şikayet sahibinin SÜBJEKTİF olduğunun ispatına yönelik her turlu savunma ise yarar.
**Yasal belge olmadan (mahkeme emri) hiç kimsenin eve gelip hayvanin sesini ölçemez. Bunun için de sık ayet sahibinin dava açmış olması gerekir.
**Eğer bilimsel bir ses olcumu yapılmamışsa verilen para cezasının hiçbir anlamı yoktur, tamamen geçersizdir.
Simdi bir de veteriner hekimin (Tandan bey) başından gecen olayı tam olarak anlatalım:
Köpeği çok havladı diye şikayet edilmiş.
1. Ses ölçümcüler gelmiş, hayvanin sesini ağzına mikrofonu dayayarak ölçmüşler (ki bu tamamen yasa dışı, mahkeme emri olmadan kimse evinize girme hakkına sahip değildir, bunu kesinlikle unutmayın!).
2. Hayvan da havlamış tabii garip alete. Tandan Bey hiç sesini çıkarmamış. Ama tutanağa hayvanin sesinin ölçüldüğü mesafeyi (10-20 cm gibi) isletmiş!..
Ayrıca cevre ses düzeyini de oracıkta ölçtürerek tutanağa isletmiş. Daha sonra mahkemede gerektiği gibi olcum yapılmadığını kolayca ispat edebilmiş.
3. Tekrar ölçmeye geldiklerinde ise şikayet sahibinin evine mühürlü teyp koydurup gün boyunca hayvanin sesini ölçtürmüş. Ayrıca yukarıdaki maddelerin de çoğunu yapmış. Ve sonuçta hayvanin gurultu kirliliği yaratmadığı ortaya çıkmış.
4. Davayı kazanmış.
5. Simdi havlayan, ama yeterince yüksek havlamayan, uslu köpeğini istediği gibi apartmanda besleyebilecek..