Sevgili Arkadaslar,
İL: ADANA
TARİH: 27.04.2012 (4. Hafta)
وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ
(Arâf, 7/156)
Canlılara Şefkat Ve Merhamet
Muhterem Müslümanlar!
Yaratılmışlar içerisinde mahlûkatın en değerlisi insanoğludur. Onun hem manevi hem de maddi kişiliği her türlü saygı ve hürmete layıktır. Yüce Allah, yarattığı bütün mahlûkatı, faydalanması için insanoğlunun emrine vermiştir. Buna karşılık insanoğlundan, canlı ve cansız varlıklardan yararlanırken savurganlık yapmamasını, kendi hizmetine verilen bütün bu varlıkları korumasını, onlara merhametli olmasını, bu nimetlerin devamı için çaba göstermesini, kısacası sonsuz ilmiyle yarattığı doğal dengenin korunmasını emretmiştir.
İslam’ın insanlığa sunduğu yüce değerlerin başında güzel ahlak gelmektedir. Güzel ahlakın en belirgin özelliği ise kalpteki sevgi ve merhamettir. Dinimiz; insan, hayvan ya da bitki, bütün yaratılmışlara karşı şefkat ve merhameti emreder. Zira Yüce Rabbimiz: "Benim rahmetim her şeyi içine almıştır"[1] buyurmaktadır.
Değerli Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (sav) “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurarak can taşıyan her varlığa merhametli davranılmasını istemiştir. Peygamber Efendimiz (sav) “Bir kadının, eve hapsettiği ve aç bıraktığı kedi yüzünden cehenneme gittiğini” [2] ve kötü yola düşmüş birinin susuzluktan ölmek üzere olan köpeğe su verdiği için Yüce Allah’ın ondan hoşnut olduğunu ve bu sayede cenneti kazandığını ifade etmişlerdir.[3]
Hayvanları birbiri ile dövüştürmek ve bundan para kazanmak günahtır. Bunu sadece yapanlar değil seyredenler, bahis karşılığı para kazananlar da bu günahın ortağı olurlar. Diğer taraftan, onları nişan atılan hedefler haline getirmek ya da gelişi güzel zehirlemek de yanlıştır. Zira zehirlenen hayvan, iç organları parçalanarak ve saatlerce acı çekerek ölmektedir. Bunun yerine, belediyeye bilgi verilmeli ve gerekli işlemler ehil kimselerce yerine getirilmelidir. Ayrıca, Adana’mızda sıcak yaz günlerini de dikkate alırsak, betonların arasında yiyecek ve su bulamayan hayvanlar için, evlerimizin önüne bir kap su ve yiyecek bırakmak da yararlı olacaktır.
Peygamber Efendimizin “Merhamet edenlere, Cenâb-ı Hak merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin!”[4] tavsiyesini şanlı ecdadımız çok iyi anlamış ve yaşamışlardır. Onların şefkat ve merhameti bütün hayvanlara, hatta bitkilere kadar uzanmıştır. Fatih Sultan Mehmet Han “Ormanlarımdan yaş bir dal kesenin başını keserim” emri, buna güzel bir örnektir. İlk Kuş Evleri 13 y.y.da Sivas’taki İzzettin Keykavus “Şifahanesinde” görülmüştür.[5] Osmanlı’da hayvanlara normalden fazla yük taşıtmak kanunen yasaklanmıştır. Yavruları olan köpeklerin barındırılması için sokaklarda kulübeler yapılmış ve beslenebilmeleri için itina gösterilmiştir. Sırf bu alanlara hizmet eden Vakıflar kurulmuş ve hayvanlarla ilgilenecek şahıslar görevlendirilmiştir.
Değerli Müminler!
Sonuç itibariyle, konuşmaktan aciz olan varlıkların ahirette konuşacağını ve haklarında iyi ya da kötü davranışların şahidi olacaklarını unutmayalım. Hutbemi Sevgili Peygamberimizin bir hadis-şerifi ile tamamlamak istiyorum “Eğer beli bükük yaşlılar, süt emen çocuklar ve otlayan hayvanlar olmasa idi, Allah’ın azabı üzerinize sel gibi inerdi”[6]
Hazırlayan: Fatma FİDAN
Adana Müftülüğü Din Hizmetleri Uzmanı