1991'den Bugüne

AK PARTİ AVCILAR GENÇLİK KOLLARI'NIN BARINAK ZİYARETİ VE HAYTAP SEMİNERİ DEĞERLENDİRMESİ‏

Nesrin hanım merhaba,
7 ve 8 Ekim tarihlerinde önce Avcılar AK Parti binasında AK Parti gençlik kollarına gerçekleştirdiğimiz sunum ve ardaından ertesi gün bir grup AK Partili genç ile beraber gerçekleştirdiğimiz Avcılar Barınak "RM" ziyaretinden sonra AK Partili gençlerin yaptıkları yorumlar aşağıda olduğu gibidir.
AK PARTİ AVCILAR GENÇLİK KOLLARI’NIN BARINAK ZİYARETİ VE HAYTAP SEMİNERİ DEĞERLENDİRMESİ

Ak Parti Avcılar İlçe Gençlik Kolları olarak, sosyal sorumluluk projesi adı altında gerçekleştirdiğimiz seminer ve barınak ziyaretinde bizler hayvanların çaresiz durumlarının farkına vardık ve onlara farklı bir pencereden bakmayı başardık. Bu pencereyi yakalayabilenlerin sayısı arttıkça hayvanlar da çaresizlikten kurtulacak diye umuyorum..

Nilüfer KARAKURT
"Haftasonu HAYTAP yetkilileri ve arkadaşlarımla beraber ilçemizde bulunan hayvan barınağına,aslında gerçek adını ziyaret sonucu öğrendiğim hayvan rehabilitasyon merkezine gittik.Barınakta gördüğümüz manzara gerçekten içler acısıydı.Hayvanlar doğal ortamlarından güya rehabilite edilmek üzere toplanmış ve üzerleri açık kafeslere konulmuştu.Oradaki hayvanların kirli,kötü kokulu ve fayans zeminler üzerinde ( ki kışın buralarda ne durumda bu hayvanlar onuda merak ediyorum) yaşam mücadelesi verdiklerini görmek hepimizin içini acıttı.Bakım evlerinin biran evvel denetlenip yeni uygulamaların getirilmesini istiyoruz.Herkezden özellikle biraz zaman ayırıp mutlaka barınak ziyaretine gitmelerini tavsiye ediyorum...."

VİLDAN AŞCIOĞLU

 

Öncelikle HAYTAP a bu konudaki hassasiyet ve cabalarından ötürü teşekkür ediyorum. Bizler ilk aşamada BARINAK kelimesinin manasını öğrenmiş olduk HAYTAP semineri sayesinde.  Aslinda barinagin bir rehabilitasyon merkezi oldugunu, burda hayvanlarin bir veteriner yardimiyla tedavi edilmesi gerektigini ve çalışanlarının da hayvansever kisilerden seçilmesi gerektiğini öğrendik.

Ve sonrası...Avcılar hayvan rehabilitasyon merkezi ziyareti...bizim manasini öğrendiğimiz kelimeyle yakından uzaktan alakası olmayan bir yerde bulduk kendimizi...durum içler acısı. Rehabilitasyon merkezine giden yolun durumundan anlıyorsunuz bir gariplik olduğunu ve kapidaki muamele. Görevli telefonda konuştuğu kisiye " Yine geldiler bunlar " diyor. İçeri giriyoruz bu cümle eşliğinde. Kafeslere yöneliyoruz ve iste burda yüreğimiz bir "CİZ" ediyor. Hasta hayvanlar olabilecek en kötü şartlarda. Söyle ki, pislik icinde kafesler,boş yemek kapları,fayans yerler...Hayvanların acıları gözlerinden okunuyor resmen. Buna da ilkkez şahit oldum. Ve biz ordan ayrılırken arkamızdan ağlamaları sanki; "bizi burdan kurtarın" der gibiydi. Hasta hayvanlar iyilestirilmek için değil  de daha çabuk olsun diye oluşturulmuştu şartlar...çok açık ve aci bir sonuc...

Bunun yani sıra yeni yapılan kafesler de durum biraz daha iyi görünse de tamamen geçici bir çözüm olarak gözüküyordu. Deniz ve gol arasındaki bir alanda hasta olmayan hayvanlar bile hasta olur kıs günü...Bu düşünmeden insa edilmiş. Oradaki problemler ise daha farklı. Farklı cins köpekler bir arada ve sürekli bir çatışma icinde birbirlerine zarar verir durumdaydı. Görevlinin söylediğine göre 1 saat önce yemek verilmiş hayvanlar Emel Hanım in getirdiği mama için birbirlerine girdi.

Tüm bu gördüklerimiz ve yaşadıklarımız sayesinde bakış acımız tamamen değişti. Burasi icin yapmamiz gereken birseyler olduğunu farkettik. Öncelikle yapmamız gereken bu konuda bilinçlenmemiz ve bilinçlendirmemiz...sadece bu değil tabi, bir de bu konudaki sorumlulugunu unutan resmi makamları uyarmak ve takibini yapmakta üzerimize düşen bir gorev. Bununla da bitmez. Oradaki hayvanların tüm bunların yanında sevgiye de ihtiyacları olduğunu lütfen unutmayalım. Ve elimizden geldiğince onları ziyaret edip onlar için yaptıklarımızı onlara hissettirelim.

Bu konuda bize farkındalık kazandıran HAYTAP a teşekkürler...

Elif BATUR

BARINAK!

Yedi harften oluşan bir zindan adeta orada yaşamaya çalışan hayvanlar için. Şair diliyle “Bizimde yaşadığımız hayattır kardeşim. Biz de soluk alıp vermedeyiz. Yani her insan gibi sevmekteyiz, sevilecek şeyleri.” Hakikaten öyle onlarda can taşımakta evvela bunun farkında olmamız gerek, İNSAN olarak.

Sosyal bir devlet anlayışında bu tarz konuların bırakın gönüllülerin stk ların sistemin içerisinde yer almasını. Zaten asli görevi olan yerel yönetimlerin ve idari yöneticilerin maalesef ki, BARINAK dediğiniz yer adeta birilerini susturmak, birilerine iş bulmak, atıl bölgeleri, kullanılamaz yerleri sosyal belediyecilik anlayışıyla süsleme yeri olmuş durumda.

Bunun adına da orada yaşamaya çalışan hayvanlar açısından zindan denmektedir.

Orada yaşananları tekrar, tekrar anlatmaya gerek yok, görüldü, izlenimler yapıldı. Bu saatten sonra bir çözüm önerisi yapılmalı. Nasıl ki mahalle aralarında çocuklar için yapılan parklar varsa. Sahipsiz hayvanlar içinde bu tarz, özgürlüğünü ve yaşamsal alanlarının kısıtlanmamış bir yer sunulmalı.

Yerel belediyelerin ve çeşitli yöneticilerin sahipsiz hayvanlar ve sokak hayvanları konusunda bir fayda sağlamıyorlarsa. Toplumu bu tarz konularda daha aktif bilinçlendirmeye gidilebilir.

Alparslan ERDOĞAN

Hayvan Hakları Federasyonu’nun varlığını ve ismini geçtiğimiz bahar öğrendim.Açıkçası ismini öğrenmekten ileri de gitmemişti. Vizyonu,misyonu,ne tür etkinlikler yaptıkları vb. konularda herhangi bir bilgi edin(e)memiştim. Bu sene ilçe binamızda yapılan senminerlerine katıldıktan sonra ne kadar önemli vizyon ve misyonlarının olduğunu, federasyonun yaptıklarından , çevremizden ve doğadan ne kadar bihaber olduğumuzun farkına vardım. Seminer sırasında anlatılanlar, hayvanlara yapılan o zulmler vicdanımı derinden etkiledi. Ama asıl etkilendiğim, seminerden bir sonraki gün yaptığımız rehabilitasyon merkezi ziyareti oldu. Rehabilitasyon merkezinden başka her şeye benziyordu.Bir an için onların yerine kendimi koydum ve kendi kendime şunu söyledim: Allah banada can vermiş ona da ama onlar canlıdan başka her muameleyi görüyorlar. Seminer sırasında anlatılan hayvanları ve yaşadıkları o rezil ortamı gördükten sonra gerçekten bir şeyler yapılması gerektiğine kanaat getirdim. Çünkü o zavallı,hasta haldeki hayvanlar kış aylarında buz gibi fayanslarda yatmak zorunda kalıyorlar ve belkide bir çoğu bu yüzden hayatını kaybediyor. Yasada yer alan ve yapılması gereken bir sürü kural yerine getirilmiyor belki de takip edilmediği için bu böyle. Hayvan hakları konusunda farkındalığımızı artıran HAYTAP ve gönüllülerine çok teşekkür ediyorum. İnşallah el ele vererek o canlara daha faydalı olacak bir şeyler yapabiliriz.

İbrahim GÜLER

Merhamet sadece insana has olmayan bir özelliktir. Hayvanlarda da mevcuttur lakin, insanlar tarafından hayvanlara bakışta sanki haşa merhamet yaratılmamıştır gibi bir davranış var. Hayvana merhamet etmeyen insandan insan için ne beklenirki. Haytap da sanıyorum evvela insandaki merhamet duygusunu resimlerle ve afişlerle ortaya çıkarıp sonra bize insanlık öğretiyor. Onlar ilk günden beri bizlere hayvanlar konusunda ışık oldular. Kendimizi bir defalığına barınaklarda yaşam savaşı veren hayvanların yerine koyup binler düşünmemiz gerekiyor. Belki komik ama bir empatide burda şart gibi..Teşekkürler HAYTAP.

Göksel KILIÇ

Eğer konuşmak gibi bir yetenekleri olsaydı, bize kocaman bir haykırışla kendinize gelin, biz de bir can taşıyoruz der ve neden kafeslere tıkılıp vitrin mankeni yapıldıklarının, çocuklarımız için oyuncak haline getirildiklerinin ve kıyafetlerimiz için süs yapıldıklarının hesabını sorarlardı. İrkildiniz değil mi? Evet, düşünürken bile rahatsız olduğumuz bu durumu o “canlar” her gün yaşamaktadır. Onların da yaşamaya hakları var bunun farkında olalım! Yaşamak haktır.

Alev ULUÇAYO


cross