1991'den Bugüne

Bazen duyarlı, bazen gaddar ve zalim: İnsan türü bu, belli olmaz...

Bazen duyarlı, bazen gaddar ve zalim: İnsan türü bu, belli olmaz... - 24/08/2007
YALÇIN ERGÜNDOĞAN

Eskişehir “Odunpazarı Belediyesi” Hayvan Sağlık Merkezi’nde kısırlaştırıldı. Aşıları da yapıldı. Bu işlemlerin yapıldığına, sağlığının denetim altında olduğuna dair kulağına kırmızı bir simge küpesi de takıldı. Hayvanları Koruma Yasası’na uygun olarak, alındığı yere, alıştığı ortama bırakıldı. 6 aydır aynı bölgede sağlıklı yaşamını sürdürüyordu. Ona her zaman olduğu gibi yemek ve su getiren bir genç kız bu kez onu keyifsiz ve solgun gördü. Hasta olabileceğini düşündü. Hemen kulağındaki simge küpesinden anlaşıldığı üzere ilgili Belediyeyi aradı. Odunpazar Belediyesi’nden bir ekip hemen başvuru üzerine köpeğin bulunduğu yere geldi. Belediye ekibi, onu kontrol maksadı ile araca alıyordu ki, bu kez duyarlı Eskişehirliler müdahale etti. “Ne oluyor, nereye götürüyorsunuz yaşam arkadaşımızı, dostumuzu? Ne yapacaksınız??. Yoksa öldürecek misiniz?..”


Yetersiz yasaya bile aykırı olarak, kentlerimizde alışıldık manzara ve uygulama bu olduğundan yurttaşların Belediye görevlilerine müdahale etmelerinin geri planında da bu kuşku yatıyordu elbette. Sokakta yaşamını sürdüren bu dost canlının sağlığından endişe edip Belediyeyi arayangenç kız da neredeyse yaptığından pişman olmuştu, üzüntülüydü. “Belediyeyi aramakla hata mı ettim” diye üzülüp duruyordu. Belediye görevlilerine müdahale eden yurttaşlar kararlı. Köpeği teslim etmeyecekler.... Belediye görevlileri ise; yurttaşları ikna edip köpeği araca bindirememenin telaşı içinde. Bu arada görevli ekipten birinin aklına “Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği (EHKD)” başkanı Ayten Tutkun hanımı aramak geliyor. EHKD olaya müdahale ediyor, yurttaşların duyarlılığına teşekkür ediyor, köpek emin ellerde sağlık merkezinin yolunu tutuyor. Gerekli müdahale ve tedaviler yapılıyor. Sıcağın da etkisiyle yediği bir yemekten rahatsız olan köpek yeniden sağlığına kavuşup yaşam alanına döneceği günü bekliyor.

“HİÇ BİRİ ÜYEMİZ DEĞİLDİ”

Eskişehir’deki bu yurttaş duyarlılığından gözleri nemlenen EHKD başkanı Ayten Tutkun; “Aslında sıkıntı yaşatan bu olaya sevindim. Müdahale edenlerin hiçbiri dernek üyemi de değildi üstelik” diyor. Eskişehir’de canlı yaşamına , haklara saygı ve duyarlılık yaratmak için yoğun emek harcayan, kamu yönetimiyle de ısrarlı çabalar sonucu bir diyalog kurmayı başaran (Bir panel vesilesi ile Eskişehir’e gittiğimde bizzat tanık olmuştum. Sahi Ayten hanım, geldiğimde maketini gördüğüm, tanıtımı yapılan Tepebaşı Belediyesi’nin “Hayvan Bakım Evi” projesi ne aşamada?) “Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği” (EHKD) ve başarılı başkanı Ayten Tutkun’a bırakalım şimdi sözü:

“O anı yaşayanlar için üzüntü, sıkıntı veren olay bizim için inanılmaz güzel bir deneyim oldu. Müdahale edenlerin hiç biri dernek üyemiz değildi!.. Hiç biri aktif “hayvan korumacı değil” ama o anda, yaşam alanlarını paylaştıkları o köpeğe sahip çıktılar. Bir şeyler değişmeye mi başladı yoksa ne?..

Odunpazarı Hayvan Sağlık Merkezi’ne alınan köpeğimizin sağlık durumu gayet iyi. Yediği bir şeyden dolayı sıkıntı yaşamış. Tramvay durağında 15 gün önce onu resimlemiştik. Son resmi de sağlık merkezinde çekildi. Bir kaç gün misafir edilip gözlemlenecek, daha sonra alındığı bölgeye bırakılacak. Onu merak edenlere duyurulur...”

ADANA’DA VAHŞET

         Eskişehir’deki bu duyarlılıkla bir hoş olduk ama , sizi de gevşetmesin hemen. Yazının başlığında da vurguladığımız gibi, “İnsan türü” bu. Belli mi olur. Bazen duyarlı, haklara saygılı, bazen gaddar ve zalim, çoğunlukla da “vahşi”... Simdi de bu kez Adana’ya uzanalım ve oradaki bir olaya tanıklık edelim. Okurlarımız anımsar, Adana’da da başarılı çalışmalar yapan, Belediyeler ve kamu yönetimi ile de iyi ilişkiler kurmuş bir örgüt var. Nesrin Çıtırık hanımın başkanlığında DOHAYKO Adana’da, mensubu olduğumuz insan türünü diğer türlerle barıştırmaya, bir arada yaşamı paylaşmaya iknaya çalışıyor...

      Sevimli mi sevimli, güzel sıcacık bakışlı bir köpek. Ona saygıyla yaklaşmak ve hakları olduğunu kabul etmemiz için, aslında sevimli olması da, güzel ve şirin olması da gerekmiyor tabii... Ama yine de belirtelim. Çok güzel. Bakın başına neler gelmiş. Fotoğrafa yansıyan sıcak gözlerindeki korku içinizi acıtmıyor mu?

Nesrin hanım oldukça sinirli onca çabasına karşın Adana’da gerçekleşen bu olay karşısında. Bakın neler diyor: “Adana’da kimliği belirsiz ‘yaratıklar’ tarafından, kemikleri kırılıncaya kadar dövülen, kuyruğu kopartılan, bacağı kemiğinden kesilen, yavrusu yakılan ve sonra da bir torba ile atılan köpeciğin resimlerine bakın. Korkunun fışkırdığı o güzel gözlere bakın. Bu işkenceyi yapan canilerin bulunması, aynı şeyi bir başka hayvan veya insana (çocuğa) yapmaması için cezalandırılmasını isteyerek Savcılığa başvurduk. 5199 sayılı “hayvanları Koruma Kanunu” hayvanlara yönelik bu zulmü cezalandırmıyor bile. Bu yasa değişmedikçe, bir canlıya işkence ile yasak yerde sigara içmek aynı kefeye konduğu sürece, maalesef bu tür işkencelere ve vahşete çok tanık olacağız. Duyarlılık yaratma çalışmalarımız sürüyor ve sürecek elbette, ama yasal destek de gerek...”
VE BİNGÖL VAKASI

Bingöl Yedisu ilçesinden geçen Peri Suyu Sorik mevkiinde, önceki gün öğle saatlerinde serinlemek için suya giren bir ayıyı fark eden köylüler, hayvana taş ve ucu çivili sopalarla saldırdı. Saldırganlar uzun süre ayıya işkence yaparak linç ettiler.

Kesilip biçilen ağaçlar, yok edilen ormanlar üzerine kurduğumuz kentlerdeki evlerimizde, evlerinden barınaklarından ettiğimiz doğal yaşam canlılarına reva görülen vahşeti -olay anı görüntülerini-, televizyonlardan izledik. İnsan türünün diğer canlılar, türler üzerinde kurduğu egemenliğin doğurduğu vahşete tanıklık ettik.

Bilim insanları son zamanlarda insan türünün ilk kez artık “iklimler” üzerinde de egemenlik kurduğunu vurguluyorlar...

“Bu kadar cehalet ancak ‘Milli Eğitim’le mümkündür” veciz sözünü hatırlatan, okullarda öğretilen “insanın doğa üzerine egemenlik kurması” olarak genç beyinlere ezberletilip, öğretilen “medeniyetin” vardığı nokta. Bu nokta belki de o çok “akıllı” insan türünün de sonunu getirecek bir son nokta olacak. Ama tüm canlı yaşamını da beraberinde sürükleyerek...

Özür diliyorum senden Bingöl’de linç edilen yavru ayı, İzmir’de daracık beton zeminde göz göre göre acılar içinde ölüme gönderilen ‘tutsak fil’ Pak Bahadur, Adana’da bacağı kopartılan, acı içinde kıvranan köpek.... Kurtlar, kuşlar, yılanlar, köpekler, kediler, filler, bitkiler, çiçekler. Yetmez biliyorum ama, yine de özür diliyorum...

Yalçın Ergündoğan
[email protected]

(Dünya Yalnız Bizim Değil sayfası, BirGün gazetesi, 25 Ağustos 2007)

cross