Doğa tüm canlıları ile bir bütündür.
Tüm canlıların eşit yaşama hakkına sahip olduklarını düşünüyoruz, buradan hareketle bugüne kadar ihmal edilen çeşitli işkencelere maruz kalan başta sokak köpekleri olmak üzere tüm sahipsiz canlıların yanında olmak ve sahipsiz olmadıklarını göstermek temel hedefimiz olacak.
Onlar sahipsiz değiller, onların sahipleri bu topraklarda yaşayan tüm insanlar ve bizleriz. Hepimizin görevi onlara sahip çıkmak ve bize muhtaç olan bu canlıları korumaktır.
Barınağa ilk kez geliyoruz, görünce şoke olduk.
Biz bir hapishane değil gerçek bir barınak görmeyi umut ediyorduk.
Eminim ki sayın Belediye Başkanımız çok iyi niyetle buranın oluşumu için çaba gösterdi. Birçok ilde hala hayvanlar sokaklarda zehirli iğne ile uyutulurken, burada onlara sahip çıkma adına adımlar atılmış olması bile büyük bir gelişme.
Fakat keşke bunca emek ve çabanın karşılığı sonucu bu manzara olmasaydı. Barınak yapımında yanlış kişilere danışıldığı kesin.
Gönüllü kuruluşların, hayvanlarla bire bir ilgilenen kişilerin ortak fikirleri doğrultusunda hareket edilseydi çok daha iyi olurdu.
Ama her şey için çok geç sayılmaz burası en kısa zamanda ağaçlandırılıp geniş yeşil sahalar oluşturulmalıdır.
Sivas halkının isteyerek gelip ziyaret edebileceği nezih bir ortam oluşturulmalı, hayvanlar için dolaşabilecekleri doğal ortamlar eklenmelidir.
Aşağıdaki fotoğraflar barınak ortamının nasıl olması gerektiği konusunda açıkca fikir vermektedir.
Bir an önce burasının da gerçek bir barınağa dönüştürülmesini istiyoruz bu konuda takipçi olacağız, gerekiyorsa bizler de çalışmaya hazırız, yeter ki niyet olsun.
Bizce ikinci bir yanlış, barınak belediyeye ait, finansal kaynak belediyemize ait, o zaman şirketin ne işi var burada.
Hiçbir şirket kendi karını düşünmeden hayvanların güvenliği ve sağlığı için çalışamaz bu konuda kar amaçlı çalışan hiçbir şirkete güvenilemez.
Sonuçta emanet edilenler konuşamayan, kendini savunamayan canlılardır. Burada sürekli çalışan gönüllülerin olması gerekir, buraya kaç hayvan geliyor, kaç tanesi ölüyor, neyle kontrol ediliyor, kamera sistemi mi var? Hayır.
Geçmişte gönüllü kişilere yasak konulduğunu öğrendik.
Bu bile her şeyi çok net bir şekilde açıklamaktadır.
Şimdi acaba itlaf olayı var mı diye değil, acaba kaç tane hayvan buradan itlaf edilerek atıldı diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Eğer bu barınak gerçekten hayvanlara bakılması için yapıldıysa o zaman şu önerilerin önemle dikkate alınması gerekir.
Barınakta sürekli oturan bir müdür olmalıdır. Bu müdür otoriter ve gerçekten hayvanları seven aynı zamanda merhametli biri olmalıdır, hatta ikna edilebilecek gönüllü birinin olması çok daha iyi olur.
En az iki tane veteriner hekim, 100 hayvan başına en az 1 kişi olacak şekilde personel olmalı, çalışan işçiler özenle seçilmelidir.
Alınan işçiler sözleşmeli olmalı, gerektiğinde hiç düşünmeden değiştirilmelerinin mümkün olacağını bilmelidirler.
Barınaklar hasta yavru ve sakatlar için olmalıdır.
Ama maalesef günümüzde barınaklar hayvanların hapsedildiği, gözden uzak birer hapishane olarak inşa edilmekte.
Köpekler yiyeceklerini paylaşmak istemezler kıskanırlar. Yüzlerce hayvanı birbirlerine zarar vermeden bir arada tutmak çok zor bir olay.
Eğer onları hapsedeceksek güvenliklerini ve sağlıklarını da güvence altına almamız gerekir. Dolaşacakları geniş mekanları, aç kalmayacak kadar da bol yiyecekleri olmalıdır.
Çevredeki köpeklerin hepsinin toplanması mantığı da çok yanlış.
Aramızda yaşayan insanlara alışık, çevreye hiçbir zararı olmayan dostlarımız var. Köpekler diğer evcil hayvanlar gibi değiller, çok duygusal ve sosyal canlılar.
Özgürlükleri kısıtlandığında, kendi alışık oldukları ortamdan uzaklaştırıldıklarında çok üzülüyorlar ve strese giriyorlar. Hatta barınağa terk edildikleri için hayata küsüp yaşamaktan vazgeçerek intihar edenler bile olmakta.
Tıpkı insanlar gibi.
Onlar sadece biyolojik birer canlı gibi görülmemeli. Bazılarının aramızda dostça dolaşmalarına izin verilmelidir.
Her mahallede o bölgeye ve o bölgenin insanlarına alışık köpekler, sadece bazı insanlar istemiyor diye kafeslere kapatılmamalı. 700 bini aşkın nüfuslu bir şehirde elbette ki hayvanları sevmeyen onları zararlı birer mahlukat gibi gören art niyetli insanlar çıkacaktır.
Fakat onların istekleri doğrultusunda hareket edilmemelidir.
Sivas toprakları en geniş olan illerden bir tanesi. Bu kadar geniş bir toprağa sahip şehirde bu hayvanlara onların rahatça dolaşabilecekleri bir alan bulamıyorsak çok yazık.
Bu ne kadar bencil olduğumuzun bir kanıtıdır.
Sivas halkından isteğimiz lütfen hiçbir zararı olmayan kendi halinde dolaşan zavallıları kafeslere tıkılmasına izin vermesinler.
Belediyeden de isteğimiz hayvanları toplarken çevrede hiç köpek kalmayacak mantığı ile hareket etmemeleri.
Bu hayvanlar geçici süre için misafir olmayacaklar, bir ömürü beton zemin ve teller arkasında geçirecekler bu gerçeği unutmamalı ve vicdanlarının sesine kulak vermeliler.
Köpek sahiplenmek isteyenlerin sahipsiz hayvanlardan seçmeleri önemle rica ediyoruz. İnsanların gösteriş amaçlı cins hayvan besleme tutkuları yüzünden sokaklarda hayvan sayısı fazla.
Beğenmedim veya sıkıldım sokağa at mantığı olmamalı.
Sahipli hayvanların sokağa terk edilmelerini önleyecek mekanizmalar geliştirilmeli ve takibi yapılmalıdır. Her isteyen bahçesindeki köpeği kontrolsüzce çoğaltmamalı.
Ya kısırlaştırmalı ya da doğacak yavruların da sorumluluğunu almalıdır.
Bir tanesini seçip diğerlerini sokağa terk etmemelidir.
Belediyenin bu konuda ciddi çalışmalar yapması gerekir, yoksa en büyük en güzel barınaklar bile çözüm olamaz. Aksi taktirde her yıl sokaktan yüzlerce hayvan toplamak zorunda kalacaktır.
Not: Ekte Adana Buyuksehir Buyuksehir Belediyesi DOHAYKO Hayvan Barinaginin genis alanli bahceli resimlerini mukayese icin sunuyoruz.