1991'den Bugüne

Dövüşçü değil, barışçı ve dost Pit Bull'lar...

PROF. DR. TAMER DODURKA AÇIKLIYOR:

ANA AKIM, MERKEZ MEDYANIN 'HURAFELERİ'NE KARŞI BİLİMSEL GERÇEKLER

» » Yasadan hareketle, "Pit Bull ırkı köpekler" tamamen yasaklanıyor diye algılamamak gerekir. Yasa çıkmadan önce halkın elinde bulunan Pit Bull’lar sahiplerince bakılmaya devam edileceklerdir. Bunların toplanması, el konulması söz konusu değildir.

» » Hayvan korumacılar, “bu hayvanlar gelişmiş ülkelerde bile yok ediliyor o halde bizde de yok edilmelidir” diyen bir görüşe kesinlikle itibar etmemelidirler. "Gelişmiş" denilen bu ülkelerde bildiğiniz gibi sokakta bile köpek görmeye asla tahammül edilmez ve her yıl, her ırktan milyonlarca köpek sudan bahanelerle öldürülür. Pit Bull gibi zor hayvanların oralarda yaşama imkanı hiç olamaz. Pit Bull’un bu kötü şöhreti kazanmasına sebep olan onu kötü amaçlı kullanan "insan türü"dür.

* * *
Son günlerde biraz da ana akım, merkez medyanın etkisi ve abartıcı katkısıyla “Amerikan Pit Bull Terrier” (Pit Bull) haberleri medyada sıkça yer alıyor. Saldırı, dehşet, vahşet... Isırılanlar da manken, sunucu gibi kişiler olunca ortalıkta koparılan kıyameti tarif etmeye gerek yok. Bu kampanyavari bilgi eksikliği ile dolu haberlerin ardından yurttaşların barındırdıkları Pit Bull cinsi köpeklerin toplanarak, belki de imha edilmesi yönünde kampanyalar bile gündeme gelebilecektir. Pit Bull cinsi köpekler gerçekten tehlikeli midir? Doğru yaklaşım bu cinsin ortadan kaldırılması olabilir mi? Abartılı da olsa, çeşitli zamanlarda yaşanan olaylarda suçlu (!) bu köpkler midir? Bütün Pit Bull’ar tehlikeli midir? Hangi durumda tehlikeli olurlar? Hayvan koruma açısından Pit Bull yasağı nasıl değerlendirilmelidir? "İnsan türü"nün bu işlerdeki parmağı nedir? Kısacası Pit Bull’lar hakkında bilinmesi gereken her şeyi 'İç Hastalıkları ve Hayvan psikolojisi' uzmanı, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tamer Dodurka’ya sorduk.

* * *

Geçen bölümde, Amerikan Pit Bull Terrier'lerin esas olarak “insan türü” tarafından özellikle saldırgan ve dövüş köpeği olarak yetiştirildiği üzerinde durmuştuk. Bu hafta da konuya buradan devam ediyoruz.

» Pit Bull'lar nasıl yetiştirilir ve bakılırsa tehlikeli olmazlar?

- Birincisi, bu köpeklerin eğitimine, sosyalleşmesine ve agresif dürtülerin pozitif yöntemlerle bastırılmasına daha fazla önem vermek gerekir. Saldırgan anne ve babalardan üretilmiş yavrular alınmamalıdır. Yavru seçiminde basit mizaç testleri yapılmalı ve kendine güvenen, korkak olmayan veya saldırgan tavırlar göstermeyen yavrular tercih edilmelidir. Alınan yavru en kısa zamanda sosyalleştirilmeli, sert oyunlar oynanmamalı, ısırgan ve agresif tavırlarına izin verilmemeli, zamanı gelince de itaat eğitimi verilmelidir. Eğitimde daha tutarlı ve bilinçli olunmalıdır.

İkincisi, ne kadar iyi eğitilmiş olursa olsun böyle köpekler emniyetli bir şekilde muhafaza edilmeli, dolaştırılırken ağızlık takılmalı ve asla bağsız dolaştırılmamalıdır. Zaten yasalarımıza göre insanlarda tehlike oluşturacak hayvanların bağsız dolaştırılmaları yasaktır...

PIT BULL IRKI KÖPEKLERiN BARIŞÇI OLMASI MÜMKÜN

» Ülkemizde Pit Bull ve benzeri köpeklerin yasal durumu nedir? Yasal bir düzenleme gerekli midir?
- Ülkemizde 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. Maddesine göre “Pit Bull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirmek, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek” yasaklanmıştır. Bu maddede yer alan “gibi” kavramı tehlike arz eden her köpeğe Pit Bull muamelesi yapılmasına neden olabilecek "ucu açık" bir kavramdır. Söz konusu maddeden hareketle, "Pit Bull ırkı köpekler" tamamen yasaklanıyor diye algılamamak gerekir. Yasa çıkmadan önce halkın elinde bulunan Pit Bull’lar sahiplerince bakılmaya devam edileceklerdir. Bunların toplanması, el konulması söz konusu değildir. Ancak, bu hayvanların kısırlaştırılıp Tarım İl/İlçe Müdürlüklerine kayıt ettirilmeleri gereklidir. Yine de, bu maddeye rağmen başı boşluk devam etmekte, Pit Bull’lar yanlış insanların elinde üretilip satılmaya ve yurt dışından getirilmeye devam edilmektedir. Çünkü, bu kanundan sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı'nda denetimleri yapacak veteriner hekim teşkilatı yoktur. İstisnalar haricinde, veteriner hekim olmayan bakanlık memurlarının yasaklanmış olan Pit Bull Terrier'leri herhangi bir yasak bulunmayan Boxer hatta Danua gibi köpeklerden ayırt etmeleri olanaksızdır. Bu konuda devreye girmesi gereken Tarım Bakanlığı'ndaki veteriner hekimlerin sayısı da gerekli denetimleri yapmaya asla yetecek düzeyde değildir. Bir çok belediyede de veteriner hekim bulunmamaktadır. Bu nedenlerle çıkarılan bu tarz kanunlar havada kalmaya mahkumdur. Bu maddenin esas amacı, şu an hayatta olan Pit Bull’ların yaşam sürelerini tamamlamalarını beklemek, bu arada yeni nesillerin gelişimini engellemek, yani tüm kaynaklarını kurutarak ülkede tek bir Pit Bull’un bile kalmamasını sağlamaktır. Bir hayvanın neslini kurutmaya yönelik bu maddenin Hayvanları Koruma Kanunu'nda yer almasının doğruluğu tartışılabilir. Medeni bir ülkeye yakışan, böylesine sevecen olduğu halde bilinçsiz insanların ellerinde tehlikeli olabilen bir köpeği yasaklamak değil, bazı ülkelerin yaptığı gibi onun iyi bir vatandaş olabileceğini kanıtlayacak mizaç testlerini yaparak sosyal ve agresyonsuz olanlara izin vermektir. Bu testler İ.Ü. Veteriner Fakültesinde ekibimizce uygulanmaktadır. Bakanlık tarafından talep olduğu takdirde, güvenilirliği oldukça yüksek olan bu testler sonucunda köpeklere “gezdirilebilir", "gezdirilemez", "önlemler alındığı takdirde bakılabilir" ya da "hiçbir suretle bakılamaz” tarzında raporlar verilebilmektedir. Saldırıları önlemenin tek yolu tehlike arz eden köpeklere bu testin zorunlu hale getirilmesidir. Söz konusu maddede, “Pit Bull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanlar” denildiğine göre bazı Avrupa ülkeleri tarafından tehlikeli olarak ilan edilen şu köpek ırklarının da yasaklanmaya aday olduğunu söyleyebiliriz: Alano, Airedale Terrier, Akita İnu, Alaska malamute, Alman Çoban Köpeği, Amerikan Staffordshire Terrier, Belçika Sığır Köpeği, Belçika Çoban Köpeği, Bergamosco, Boxer, Brasilerio, Briard, Bullmastif, Bull Terrier, Cane Corso, Chow Chow, Danua, Dev Schnauzer, Doberman Pincher, Dogue de Bordeaux, Dogo Argentina, Dogo Canario, Fila İspanyol Mastifi, Husky, Majorero, İngiliz Mastif, İsviçre Dağ Köpeği, Kafkas Çoban Köpeği, Komondor, Meramma, Neapolitan Mastif, Pastor Mallorquin, Pator de Beauce, Pirene Dağ Köpeği, Presa Mallorquin, Rottweiler, Samoyed, Siyah Rus Terrieri, Staffordshire Bull Terrier, St.Bernard, Tibet Mastifi ve Vasco.

Hayvanları Koruma Yasası'na göre, saydığımız bu ırklar tehlikeli olarak ilan edilip yasaklanabilir. Bakanlık, yasaya dayandırdığı bu kararıyla insanların ısırılma olaylarını azaltabilir. Kendince haklıdır. Ama bu hayvanlarla beraber yaşamayı öğrenmek daha doğru değil midir? Aslında bu köpekleri yetiştiren insanları testten geçirmek gerekmez mi? Bakanlık, insanları kontrol edemediğinden köpeklere yasak getirmeyi daha kolay bir yol olarak benimseyecek ve bu yola gidecektir. Ama bunun sonu yoktur. Köpek ırklarını yasaklamak uygun bir çözüm olamaz. Bir ırkı tamamen yasaklamak akılcı ve ahlaki değildir. Çünkü kesin olarak bildiğimiz bir şey var: Bu hayvanlar bilinçli sahiplerin elinde mükemmel oluyorlar. Bunu bir testle onayladıktan sonra, köpeği yasaklamanın hiçbir gerekçesi kalmıyor. Yasaklamak yerine bu hayvanların kayıtları sağlıklı bir şekilde tutulmalı, kayıtsız köpek saptandığında ağır yaptırımlar getirilmelidir. Ayrıca bu tür ırkları beslemesine izin verilecek kişilerde aranacak özellikler yönetmeliklerce belirlenmelidir. Yukarıda bahsettiğimiz mizaç testleri bu ırklar için zorunlu hale getirilmeli, sadece onay verilen hayvanlar beslenebilmelidir. Bu konuda Almanya’daki uygulamayı örnek alabiliriz. Eyaletlere göre bazı değişiklikler olmakla beraber, bu ülkede tehlike arz eden köpekler iki katagoriye ayrılmışlardır: Birinci kategorideki köpekler için mutlaka yetkili olan resmi makamlardan izin alınması gerekmektedir. Bu izin herkese verilmez. Yasaya göre, bu izin için müracaatta bulunan kişinin, bu köpeklere karşı ilgisini haklı çıkaracak bir nedeni olmalı ve köpeği iyi muhafaza edeceğinden emin olunmalıdır. Bu kategoride bulunan köpek ırkları şunlardır: Amerikan Pit-Bull, Bandog, Amerikan Staffordshire Terrier, Rhodesian Ridgeback, Staffordshire Bullterrier, Tosa-Inu...

İkinci kategorideki köpekler için de izin alınması gerekir. Ancak, üniversite gibi yetkili bir kurum tarafından yapılan mizaç testini geçtiğine dair belge alındığı takdirde ikinci bir izne gerek kalmaz. Bu kategoride 11 köpek ırkı vardır: Alano, American Bulldog, Bullmastiff, Bullterrier, Cane Corso, Dogo Argentino, Dogue de Bordeaux, Fila Brasileiro Mastiff, Mastin Espanol, Mastino Napoletano, Perro de Presa Canario (Dogo Canario), Perro de Presa Mallorquin, Rottweiler

HAYVAN KORUMACILARIN ALMASI GEREKEN TUTUM

» Pit Bull’lar "yasaklanmalı mı", "yok mu" edilmeli? Hayvan koruma açısından nasıl değerlendirirsiniz?

- Hayvan korumacılar, “bu hayvanlar gelişmiş ülkelerde bile yok ediliyor o halde bizde de yok edilmelidir” diyen bir görüşe kesinlikle itibar etmemelidirler. Gelişmiş denilen bu ülkelerde bildiğiniz gibi sokakta bile köpek görmeye asla tahammül edilmez ve her yıl, her ırktan milyonlarca köpek sudan bahanelerle öldürülür. Pit Bull gibi zor hayvanların oralarda yaşama imkanı hiç olamaz. Pit Bull’un bu kötü şöhreti kazanmasına sebep olan onu kötü amaçlı kullanan "insan türü"dür. Bence, en fazla haksızlığa uğramış köpek ırkı olan Pit Bull’lara hayvan dostları sahip çıkmalı, onu yasaklanmasını desteklemek yerine, sakin ve zararsız oldukları belgelenebilen Pit Bull’ların da yaşam hakkı olduğunu savunmalıdır. Şüphesiz, yanlış insanların sadece Pit Bull değil, herhangi bir köpeğe bile bakmasına seyirci kalınmamalıdır.

Sonuç olarak, bu güzel köpeğin bizlerle beraber mutlu bir şekilde yaşaması için, yapılacak şey, doğru ellerde, sakin mizaçlı olanların üretimde kullanılmasıyla, dövüşçü değil, barışçı Pit Bull nesillerinin elde edilmesidir. Bu da, köpeğin neslini yok etmekle değil, köpeğe bakan kişilere yukarda söz ettiğimiz sınırlamaları getirmekle başarılabilir.

Prof. Dr. Tamer Dodurka, İç Hastalıkları ve Hayvan Psikolojisi uzmanı, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi
E-posta: [email protected]

cross