1991'den Bugüne

ESENYURT BARINAĞININ GİDEREK ALDIĞI HAL...CANLAR TERKEDİLDİKLERİ YERDE ACI İÇİNDE ÖLÜYORLAR

14 Mart 2011

Arkadaşlarımın daha uzun süredir, bir aydır benim düzenli olarak hafta sonu ziyaretinde bulunduğum Esenyurt Barınağı terkedilmiş bir ölüm kampı gibi. Çalışanlar mevcut fakat köpeklerin çoğunun hastalanmasına ve ardından ölmesine engel olamıyor-olmuyorlar. Barınak dışında kendisi hasta yavrulu anneler perişen durumda, yakın zamanda bir iki tanesi bizim tarafımızdan oradan alındılar. Fakat bu hafta yine 5 yavrusu alan, yavruları da kendisi de ileri derecede uyuz olduğu halde barınak kapalı bölmesinde ıslak fayanslar üzerinde tüm yavruları ıslak ve tir tir titrerken bulundular. Getirilip bu alana öylece atılmış halde idiler. Elimizden geldiğince zemini temizleyip kuru ahşap malzeme (palet)  ile düzenlemeye çalıştı isek de bu şartlarda bakımsızlıktan ve tabi besslenememekten bile ölüm tehlikesi altındalar.

Fayans zeminli ve demir kapılı 1 metrekare var yok bölmelerden birine 4 tane yaklaşık 6 aylık genç köpeğinn bir araya tıkıldığına şahit olduk, sürekli ağlıyorlardı. Onların da zeminlerini temizledik temiz olan yan odaya almak istedik ama öyle korkmuşlardı ki birbirine sıkı sıkıya kenetli oldukları halde biz yaklaşınca çığlık çığlığa oldular. Mama göstererek  temiz odaya zor taşıdık daha sonra.

Barınağın açık olan bölümünde,

100'e yakın köpek aynı fayans zeminli çukur alana tıkılmış durumda. Büyük ırk, küçük ırk, yaşlı, genç, dişi, erkek, hasta, sağlıklı demeden ve hemen hiç bir tedavi ile ilgili müdahalenin de yapılmadığı, kısırlaştırma yapılmayan bir mekanda, Üstü açık yazın güneş altında, kışın kar ve yağmur altında kalıyorlar. Kışın tir tir titrediklerini gördük, gece iyice düşen scaklıkta ne yaptıklarını Allah bilir.

Her geçen gün yeni ve sağlıklı ve hatta cins hayvanlar bu alana atılıyorlar ve bizler gittikçe hastalandıklarını, gittikçe solduklarını gözlemliyoruz. Elimizden bir şey gelmeden. Birbirinden hastalık kapıyorlar, tedaviye ihtiyaçları var ama atıldıkları güya barınakta veteriner gelmediği için, onların çoğunu veterinerin görme şansı olmadan ölüyorlar.

Fotoğraflardan birinde yine göreceksiniz kanlı dışkısı olanlar da vardı. Dışkılar birbirine karışmış, ayaklar bu dışkılar üzerinde geziniyor ve hatta başka yer olmadığı için bu dışkılı fayans zemine oturuyor yatıyorlar çaresiz. Yok çünkü kulübeleri. Kulübelerin de param parça olduğunu, buna rağmen bazılarının bu kuklübelere sığınmaya çalıştıklarını görebilirsiniz.

Esenyurt Belediye’sinden toplantı talebimiz olmasına rağmen geri dönüş olmadı. Durumun farkındalar tabi, çözüm için istekleri de yok, Ak Parti gibi inanç üzerine yapılanan bir belediye Allah’ın  yarattığına bunları reva görüyor. Peygamberimiz, hırkasının eteğine yatan küçük bir kediyi bile uyandırmaya kıyamadığından eteğinin o bölümünü keserek kalkıyor ve işine yöneliyorken, inançlı olduklarını iddia eden bu yöneticiler her şeyi unutarak Allah’ın yaratığı canlara işkence ediyor, edilmesi için direktif veriyor, acı içinde ızdırap çekecekleri mekanlar yapıp onları oraya atmaktan geri kalmıyor.

 

Barınaktaki canlar sessiz çektikleri  acılarına artık dayanamıyorlar, biz oradayken sürekli uluyanlar, ağlayanlar oldu, çok acı bir ses.

Ardımızdan gitmeyin diye yalvaran çığlıkları var onların. Onlar ancak böyle ifade edebiliyorlar kendilerini, acılarını, ızdıraplarını.

ESENYURT BARINAĞI BAĞIRA BAĞIRA SESİ KISILMIŞ BİR ÇARESİZLİK İÇİNDE.... İŞTE TAM ORADA... GÖZÜNÜZÜN DİBİNDE....

Görmek isteyene....

Duymak isteyene....

27 03 2011 Esenyurt Barınak Raporu

İşkencenin Esenyurt Belediyesi tarafınadan yapılanı…

Bu hafta sonu da Esenyurt barınağına olan ziyaretimizde yine sorun sorun sorunlarla karşılaştık. Pekçok ciddi derecede hasta yavru, anneler ve barınak çevresinde çok kalabalık olarak bırakılmış, bakımları yapılmayan, barınak içinde büyük küçük demeden atılmış hayvanlar. Gerek kavgalarda bir birini yaralamışlar, gerekse zaten çok hasta oldukları için olan bir iki klubeye sığınmış ayağa dahi kalkamayanlar. Barınak veterineri yine izinli, diğeri ise belediyer binasındaki yerinde "acil" durum olduğunda çağrılıyor. Cumartesi-Pazar demeden ve başında bir veteriner olmadan cahil hizmetliler araçlara binip üfleme aracı ve iğne ile hayvan topluyorlar. İlaç derecesi fazla geldiğinden toplama esnasında ölen hayvan var ise de bölgede bırakılıyor. Aşılama-tedavi ve kısırlaştırma asla yapılmıyor ve barınakta biriken hayvanlar neden olduğunu bilemediğimiz bir sebepten HASDAL'a götürülüyorlar. Bunu çalışanlar söylüyor. Gerçekten Hasdal'a mı başka bir yere mi götürülüyorlar, akıbetleri ne oluyor bilen yok. Barınak içinde fayanz zeminde hepsi bir arda olduğu halde doğurmak üzere olan bir hamile hayvan konuyor, bir hafta sonra orada göremiyoruz. İçerde yine fayans zeminli  1 metrekare bile olmayan demir kapılı odalara iki adet yeni doğum yapmış yavrulu anne konmuş. Yavrular çok çok küçük 6-7 tane her ikisinin de yavruları. Anneler halsiz, beslendiklerinden şüpheliyiz. Yavrular da dolayısıyla beslenemiyor. "Burada yavrular yaşamıyor, neden bilmem" diyorlar. Durumu gördükleri halde vehameti normal gelmeye başlamış. Çalışanlara veteriner telefonla şu tedaviyi uygula bunu yap diye direktifler veriyor. Uyuz yavrular, veterinerin tedavilerini şöyle yapacaksın demesinden dolayı yalan yanlış uyuglamalar yaptığı bilinçsiz elemanlar elinde iki tanesi öldü bile. Her gittiğimizde bir iki değil onlarca hayvanı halsiz, bitkin ve hasta gördüğümüz bir işkencehane Esenyurt Barınağı. Kısırlaştırılmamış hayvanların bir arada olmasından burada çiftleştikleri, yaşarken ölüme, fayans çukur zemine atılarak adeta ölüme terkedildikleri bir yer burası. Artık yeter. Bu durum görülmez ve çözüme gidilmezse  pekçoğu için çok geç olacak. (Kalan pek çoğu için bugün de geç oldu zaten)

28.03.2011

Esenyurt Barınağında her dakika bir can acı içinde son nefesini veriyor…

Biz iki haftadır özellikle Esenyurt Beldiye barınağında yaşanan ölümler ile uğraşıyoruz. Barınakta uzun zamandır hala veteriner yok çalışma yürütmüyor. Uzun süreli izninden sonra (18 gün)  tekrar bugün de izinli olduğunu öğreniyoruz. Daha önce de çok sık izinler aldığını gördük. Barınakta hiçbir veteriner bulunmuyor. Şimdiye kadar, 2 aydır bir kez görüldü, o da çalışmadan 11.00’de gelip 15.00’de Barınaktan ayrılıyor. Aynı gün barınak kapısı girişinde ölmüş olan yavruyu veteriner görmediği için biz gidip gösteriyoruz. “Görmediğini” söylüyor. Elinde sadece bir kısırlaştırma yaptığı hayvan var o dab u operasyondan sonra diğre köpekler arasına soğuk fayans zeminlere yatırılıyor. Enfeksiyon kapmaz ise ancak yaşayabilecek. Sağlıklı geldiği barınaktan bir de tedavi yapıldıktan sonra ölerek kurtulacak. Pekçoğunun kötüye giden hallerini vey ok olmalarını çaresiz ancak izleyebildik. Atıldıkları kuyudan çıkabilmeleri şans eseri birinin sahiplenmesi ile olabilir ancak ama çoğu sahiplenme şansına hiçbir zaman sahip olamadılar. Acı içinde inlediklerini duyduklarımız bir daha yoktular, ölerek kurtuldular.

Çevrede hafta arası ve sonu Esenyurt Barınak hizmetlilerinin veteriner hekimi kontrolü olmaksızın gelişigüzel çalışma yürütülerek üfleme iğne ile toplama yaptığını kendileri itiraf ediyorlar. Pekçok hayvan büyük küçük ırk, genç, yaşlı, hasta, sağlıklı ve özellikle yavrulu anneler barınağın kötü koşullarına atılmış ve terkedilmiş durumdalar. Dün ölmek üzere olan iki yavru bizim tarafımızdan bulunarak müdahele  edilmeleri istenmiş, barınak görevlileri tarafından hiçbir ilgi-alaka belirtisi bile olmayınca apar topar özel kliniklere götürülmüştür. Biri yoğun bakıma hemen alınmış ise de birkaç saat sonra yaşamını yitirmiş. Barınakta ortada bırakılmış halde bulduğumuz ve kafasına darbe almış olan ikincisi, kafasında ödem yapmış olduğu halde getirildiği klinikte antibiyotik iğnesi yapılmış, yemek yiyemediği için serumla beslenmektedir. Bu arada veterinerin bize ilettiği, ayağa kalkarak beyin travmasından kendi etrafında döndüğü bu sebepten düşük dozlu kortizon tedavisine alındığıdır. Bıraktığımız veteriner aynı zamanda Gürpınar'ın da veterineri olan Hüseyin Güven'dir. Eğer iyileşme belirtisi görülürse güvenli bir yere sahiplendirmek istiyoruz. Durumu çok hassas olduğu için şimdilik gelişmeleri takip edeceğiz. Umuyorum ki gözlem altında dikkatle bakılır.

Esenyurt Barınağını Albayraklar kuruluşu olan bir taşerona vermişler. Burada çalışanların hayvanlara iyi davranmasını, onlara bakmasını değil fakat onlara zarar veriyor olmalarından endişe duyuyoruz. Gözden uzakta pekçok şey olabilir. Gençler geliyor istedikleri gibi köpek alabiliyor buralardan. Çevrede para ile kopek dövüşleri yapıldığını öğrendiğimizden ağır endişelere kapılıyoruz. Hayvanlar bir ölüm kapanı içine girmiler birinden kurtulsalar diğerinden kurtuluşları olmuyor, onlar için en kurtuluş ölüm oluyor. Ölemeyerek bu eziyeti uzun sure yaşamak zorunda kalanlar acı içinde günlerce haftalarca kıvranıyorlar fakat yanından geçerken bile gören olmuyor.

Barınakta 28 Mart itibariyle  4 tane, yavrulu anne mevcut. Toplamda 20'yi geçkin olan yavruların ve annelerin hayatından ciddiyetle endişe duyuyoruz. Her gün, her saat ölümler sadece anne ve yavrularda olmuyor. Burası savaş alanından kalmış gibi etraf ölü canlarla dolu. Her geçen dakika geç kalınmış zaman demek.

Hemen bu hafta arası belediye başkanı ile randevu alınıp arkadaşlarımızın da eşliği ile başkanla görüşülebilir mi. Buna destek verir misiniz? Durum çok çaresiz. Ekteki resimlerdeki uyuzlu yavrulardan biri bu dakika itibariyle yok artık, yaşamıyor. Diğerleri ve anne de tehlikede.

Gereçekten tamamen ama tamamen anlayışın, davranışın, işleyişin çok acil bir şekilde değişmemesi durumunda her dakika ölen bir canı sadece izleyebileceğiz.

Sizce bu yaptıklarının adı nedir? Barınak mı?, İşkencehane mi?


cross