1991'den Bugüne

2006: TURKIYE DE HAYVANLAR ve ACI BARINAK GERCEGI, olum kamplari, zehirler..

5199 sayılı yasa tamamen AB sürecinde MECBURİYETTEN çıkartılmış İÇİ BOŞ bir yasadır. Bu yasadan sonra bütün yurtta VURUP ZEHİRLEYEREK ÖLDÜRME daha çok artmıştır.

Belediyeler içişleri bakanlığının genelgesi gereği  olan BARINAKLARI da birer ölüm kampına çevirmiş, buradaki hayvanlar AÇLIKTAN YAVRULARI YİYEREK yaşamak zorunda kalmış, hastalık ve ölüme mahkum edilmişlerdir.

Yine belediyeler bu ÖLÜM KAMPI BARINAKLARI birer KILIF OLARAK kullanmış, sokaklardan hayvanları BARINAĞA götürüyoruz diye toplamış, sonra bunlar YOK EDİLMİŞTİR.

Türkiyede belediyeler hayvanları çöplüklere atmış, buralarda hayvanlar işkence ile ve  tecavüze uğrayarak ölmüşlerdir.

Çevre ve içişleri bakanları HAYVANLARIN KORUNMASINA İLİŞKİN belediye ve valiliklere genelgeler yayınlamış, fakat belediye ve valilikler bu genelgelere DEĞERSİZ KAĞIT PARÇASI MUAMELESİ yapmıştır.

TBMM Çıkardığı bu kanuna sahip çıkamamış, bu kanun da GÖSTERMELİK BİR DEĞERSİZ KAGIT PARÇASI MUAMELESİ görmüştür.

Kanun belediyelerin AHLAKSIZCA, İNSAFSIZCA ve VİCDANSIZCA katliamını, cinayetlerini önleyememiştir.

DEVLETİN KURUMULARI bu kanunu uygulamakta ACİZ ve YETERSİZ kalmıştır.

Bu kanun AB ÜLKELERİNİ aldatmak için, kandırmak için çıkartılmış bir kanundur.

Türkiye de gerek devlet eliyle ve gerekse bazı insanlar tarafından hayvanlara büyük VAHŞET ve İŞKENCE UYGULANMAKTADIR.

Bu vahşeti durduracak bir MERCİ sesimizi duyuracak yetkililer BULAMAMAKTAYIZ.

Devlet toplumla işbirliği yapmamaktadır.

Gönüllülerin BARINAKLARA girmesi yasaktır.

Barınaklar üstünden belediyeler büyük SUİSTİMAL YAPMAKTADIRLAR.

20 KİŞİYE maaş veriliyor görünen bir barınakta sadece 1 KİŞİ çalıştığı görülmektedir.

Her ay on milyarlarca para harcandığı görünen bir barınakta HAYVANLAR AÇLIKTAN YAVRULARI YEMEKTEDİR.

Bu kanun GÖSTERMELİKTİR.

Bu kanunu uygulamakta DEVLET KURUMLARI YETERSIZ  KALMIŞTIR.

Biz duyarlı insanlar çoğu defa şahit olduğumuz vahşet karşısında utanc duymaktayiz.


Nesrin ÇITIRIK

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

TURKIYE'DE    BARINAK GERÇEĞİ       

İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’nun yıllar önce yayınladığı BARINAKLARIN KURULMASI genelgesi, maalesef ÖLÜM KAMPI BARINAKLARDA binlerce hayvanın AÇLIK, SUSUZLUK, yazın GÜNEŞ ALTINA, kışın ise KARA ve YAĞMURA teslim edilerek ÖLÜMÜNE SEBEP  olmuştur.

Bu çaresiz hayvanları tel kafesler arkasına atan belediyeler, sonra buraları unutmuş, hayvanlar açlıktan YAVRULARI yemek durumunda kalmıştır.

Pek çok barınakta sadece bir görevli vardır ve sokakta sağlıklı olan hayvan buraya atıldığında, pislikte, mikroptan, açlıktan, susuzluktan HASTALANARAK yavaş bir ölüme mahkum edilmiştir.

Şu anda Türkiye’de ki barınak sayısını hiçbir bakanlık BİLMEMEKTEDİR. En ücra kasabada bile belediyenin TEL KAFESLER arkasında oluşturduğu bir ölüm kampı vardır.

Sayısını binlerce olarak tahmin ettiğimiz bu barınaklardan  SADECE 4-5 tanesi ÖLÜM KAMPI değildir ve insani  yaşam koşullarına sahiptir. Bu barınaklar da ilgili gönüllülere belediyeler tarafından destek verilmesi ile bu koşullara sahip olmuştur.

Ayrıca BARINAKLARDA CİDDİ BİÇİMDE SUİSTİMAL yapılmaktadır. Gelen malzeme ve ilaçların nereye gittiği belli değildir. Belediyelerin aylık milyarlarca harcama gösterdikleri barınaklarda bir tek bakıcı bile bulunmadığı, hayvanların açlık ve hastalıkla kendi kaderlerine terk edildiği görülmektedir.

Bu bakımdan İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ genelgesi hayvanlar için bir ÖLÜM FERMANI olmuştur.

Sokaklarda toplum tepkisi yüzünden VURUP ZEHİRLEYEMEYEN belediyeler, ücra köşelerde, dağ başlarında, çoğunlukla çöp alanı veya mezbahaya yakın yerlerde oluşturulmuş bu barınaklara topladıkları hayvanları GECELERİ gözden uzakta ÖLDÜRMÜŞLERDİR.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu İNSANLIK SINAVINDA maalesef basarili olamamistir.

TBMM Çıkardığı 5199 sayılı HAYVANLARI KORUMA KANUNUNUN uygulanmasını sağlayamamış, bu kanun HAYVANLARI KANUNA UYGUN BİÇİMDE ÖLDÜRME kanunu olmuştur.

İçişleri Bakanlığı genelgesi ile ALT YAPISI hazırlanmadan, gerekli çalışmalar yapılmadan GELİŞİ GÜZEL yayınlanmış BİR GENELGE binlerce hayvana IZDIRAPLI bir ölüm FERMANI olmuştur.

Çevre ve Tarım Bakanlıkları kanunun kendilerine verdiği görev ve yetkiyi kullanmakta TEMBEL ve İSTEKSİZ davranmış, pislik, çamur ve hastalığın olduğu barınaklara bile UYGUNDUR raporu vererek bir İNSANLIK SUÇU işlemişlerdir.

Belediyeler ise barınakları GİZLİ İTLAF için kullanmış, barınak harcamaları konusunda SUİSTİMAL yaparak hayvanların HAKKINI GASPETMİŞLERDİR.                             

Belediyeler bu YOLSUZLUKLARIN ortaya çıkmaması için gönüllülerin barınaklara girmesini engellemek için adeta SAVAŞ  vermişlerdir.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çıktıktan sonra belediyeler HAYVANLARI DAHA BÜYÜK BİR HIZLA öldürmeye başlamışlardır.

Belediyeler gönüllülerin baskısı ile kısırlaştırdıkları hayvanları GECELERİ UZAK DAĞ BAŞLARINA bırakarak oralarda açlığa mahkum etmişlerdir.

Taşeron firmalar belediyelerden aldıkları ödenekler karşılığında yapmaları gereken KISIRLAŞTIRMA işlemini yapmamış, aldıkları hayvanları GÖNÜLLÜLERDEN gizli biçimde belirsiz yerlere atmışlardır. Bu durum ise maalesef belediyeler tarafından bilinmesine rağmen ANLAŞILAMAYAN nedenlerle GÖRMEZDEN GELİNMİŞTİR.

İçişleri ve Çevre bakanlıklarının genelgelerinde GÖNÜLLÜ KİŞİ ve KURULUŞLARLA işbirliği kesin biçimde yer almasına rağmen, belediyeler hem bu barınaklardaki GİZLİ İTLAFI saklamak hem de yapılan YOLSUZLUKLARIN açığa çıkmasını önlemek için GÖNÜLLÜLERİ barınaklara sokmamakta DİRENMEKTEDİRLER.

İnsanlık dışı, ahlak dışı, vicdan dışı bu uygulamalar hala daha bütün Türkiye’de UTANMAZCA devam etmektedir.

Bu aşamada  yapılması gerekenler:

l. Barınaklar,  yaralı, yavrulu, hasta, evinden atılmış, mağdur ve sokakta yaşayamayacak hayvanların bakıldıkları BAKIM MERKEZLERİ haline getirilmelidir.

2. Barınaklarda mutlaka KISIRLAŞTIRMA MERKEZİ bulunmalı, hem barınakta kalan hem de alındığı yere bırakılacak olan hayvanlar mutlaka kısırlaştırılmalıdır.

3. Her şehirde yoğun biçimde KISIRLAŞTIRMA kampanyası yapılmalı, hayvanların bulundukları yerde KISIRLAŞTIRILMIŞ OLARAK yaşamaları sağlanmalıdır. Bir barınağa topladığı birkaç yüz hayvanı bile doyurup bakmaya MUKTEDİR OLAMAYAN BU DEVLET YAPISI İÇİNDE, sokaklarda yaşan onbinlerce köpeği toplayacak barınaklar oluşturulması YENİ ÖLÜM KAMPLARI na yol açacaktır.

4. Gerek barınak yönetimi  ve gerekse kısırlaştırma sonucu alındıkları yere bırakılma işlemi  mutlaka gönüllülerin katılımı  ile yapılmalıdır. Gönüllülerin varlığı BARINAKLARDAKİ YOLSUZLUĞU önlemek açısından doğal bir DENETİM MEKANİZMASI oluşturacaktır.   

5. Milli Eğitim Bakanlığı ve Çevre Bakanlığının işbirliği ile KISIRLAŞTIRILMIŞ hayvanların sokaklarda GÜVEN içinde yaşaması için CİDDİ EĞİTİM PROGRAMLARI başlatılmalıdır. Bu aynı zamanda İNSAN OLMANIN, ÇAĞDAŞ olmanın da gereğidir. Hayvanların yaşam haklarının korunması konusundaki eğitim ve mesajlar, bu gün ilk okullara kadar inen VAHŞET ve CİNAYETLERİN önlenmesine de  katkıda bulunacaktır.

Şimdiye değin SOKAK HAYVANI SORUNUNUN çözümünde İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Valilikler ve Belediyeler BECERİKSİZ ve BASİRETSİZ yönetimleri ile İNSANLIK SINAVINDA sınıfta kalmışlardır.

Biz hayvan korumacılar bu kuruluşlara ASLA GÜVENMİYORUZ.

Bu nedenle SOKAK HAYVAN SORUNUN çözümünün her aşamasında TOPLUMSAL ve ÖRGÜTSEL denetimin bulunmasını gerekli görüyoruz.

TBMM ni çıkardığı kanuna SAHİP ÇIKMAYA, bakanlıkları ise yayınladıkları genelgeleri uygulatma konusunda muktedir olmaya, valilik ve belediyeleri de kanun ve genelgeleri uygulamaya davet ediyoruz.

Nesrin ÇITIRIK

DOHAYKO Genel Sekreteri

cross