==========================
---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Gönderen: Tamer Dodurka
Tarih: 15 Aralık 2015 09:34
Konu: evden hayvan tahliyesi hakkında talep ettiğiniz yazım
Alıcı: NESRIN CITIRIK
Sayın Nesrin Çıtırık,
Evlerinden ayrılmak zorunda bakılan hayvanların durumu hakkında görüş talep ediyorsunuz. Daha önce talep etmiş olduğunuz bir görüş yazısında kedi ve köpek gibi ev hayvanlarının evcilleşme süreci içerisinde insanın yaşam ortamına uyum sağlayacak davranışsal ve genetik değişimlere maruz kaldıklarını, bu değişimin onları insanla beraber yaşamaya mecbur ettiğini belirtmiştim. Evlerinden ayrılmak zorunda bırakılan hayvanların durumu hakkında önceki yazıma şu ilaveleri yapmamız görüyorum:
===========A- Bir hayvanın başka bir aileye/eve verilmesindeki sakıncalar:
1-Evde sahibiyle beraber yaşayan hayvan ev halkıyla sürü/grup ilişkisi kurar ve yaşamını bu ilişki doğrultusunda devam ettirir. Sürü düzeninin kurulması zaman alır ve hayvan düzen kurulduktan sonra psikolojik açıdan oldukça rahatlar. Bu gruptan ayrılma mecburiyeti onların psikolojilerini oldukça zorlayan bir durumdur.
2- Sahibi ve ev halkıyla duygusal bir yakınlık kurar ki, bu yakınlık bir çocuğun annesine duyduğu yakınlıktan daha az değildir. Dolayısıyla sahibinden ayrılan hayvanın ıstırabı muhtemelen annesinden ayrılan çocuğunkine eşdeğerdir. Hatta bu ayrılığın sebebini çocuk belki anlayıp kendi psikolojisini rahatlatabilir ama hayvan asla anlayamayacaktır. Bu acıyı bize ifade edemeyişleri ya da bizim onların ifadelerini anlayamayışımız bu acının yaşanmadığı anlamına gelmez.
3- Hayvanlar için güvenlik en önemli ihtiyaçtır. Kendini güvende hissetmeyen hayvan yemek bile yemez. Hayvan alışmış olduğu, yabancıların giremediği, güven duyduğu, huzur bulduğu ev ortamın dışında kendisini güvende hissetmez ve yeni verildiği ortamlar yani alışmadığı ortamlar tekrar bu güveni sağlayana dek onun için korkutucudur.
========== B- Dışarıya atılmasındaki sakıncalar:
Şüphesiz yukarıdaki 3 madde dışarıya atılan hayvanlar için de geçerlidir. Ayrıca şu sakıncalar ilave edilebilir:
1-Dışarıdaki hayvanlarla nasıl mücadele edeceğini bilmediği gibi, dışarıdakilere göre gelişmemiş olan vücut yapısı da kavgalara uygun değildir.
2- Dış ortamda yaşamadığı için diğer köpeklerle iletişim kurma yeteneği de gelişmemiştir. Hayvanlar için en önemli iletişim yolu olan beden dili, kullanıldıkça gelişen bir dildir ve ev hayvanında bu dil gelişmediği için kendisini diğer hayvanlara ifade edemez. Bu da önemli, hatta ölümcül kavgalara sebebiyet verebilir. Kolay kolay köpek gruplarına katılamaz, diğer köpeklerle birlikte yaşayamaz.
3- Hayvan küçüklüğünden bu yana hazır beslenmektedir. Dışarıda yemek bulmayı öğrenememiştir. Avlanma yeteneği gelişmemiştir. Dolayısıyla evden atılan hayvanın açlıktan ölme ihtimali yüksektir.
4- Hayvanların fiziksel özellikleri de yetiştikleri ortama göre değişkenlik gösterir. Dışarıda yaşayan hayvanlar dış ortama uyum için deri altı dokusu ve kıllar daha kalınlaşmıştır. Bu nedenle ev ortamında büyümüş hayvanlar fiziksel olarak dış ortama ve bakımevlerine uygun değildirler. (5199 sayılı kanun Madde 5:Ev ve süs hayvanları ile kontrollü hayvanlardan, doğal yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edilemez; beslenemeyeceği ve iklimine uyum sağlayamayacağı ortama bırakılamaz.)
Nitekim yukarda sayılan özellikler nedeniyle yasamızda bu hayvanlar “ev hayvanı “olarak tanımlanmıştır.
========İnsanların yaşamlarını kolaylaştıran psikolojik destek sağlayan, yalnızlığı ve çağın en önemli sorunu olan stresi gideren bir canlıdan/bir dosttan ayrılmak hem sahipleri için hem de hayvan için büyük bir psikolojik yıkımdır. İki taraf için de psikolojik şiddete maruz kalmaktır.
=========Mahkemelerin verdiği “evden tahliye” kararı ise genellikle de kendileriyle herhangi bir nedenle itilafa düşmüş komşuların hayvan sahibine uyguladığı psikolojik şiddete yasaların alet edilmesidir. Hayvanın düşürüldüğü bu durum yasalarımızdaki şiddet tarifiyle bire bir örtüşmektedir.
=========6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda şiddet şöyle tarif edilmektedir: “kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış”
==========Bir hayvanı sahibinden ayıran her türlü karar, sadece sahiplerine değil hayvana da şiddet unsurları içerir ve yasalar şiddete karşı insanı nasıl koruyorsa hayvanı da korumaktadır. (5199 MADDE 1. -Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır).
Bu nedenlerden dolayı ev hayvanlarının tahliyesine ilişkin karar verenler:
1- Hem hayvan sahibinin hem de hayvanın çekeceği psikolojik ve fiziksel ıstırabı anlayabilmelidirler,
2- AB direktiflerinde de kabul edildiği gibi “hayvanların acı çekme yetisine sahip ve duyguları olan varlıklar” olduğunu göz önünde bulundurarak verecekleri kararın ahlaki olup olmadığını iyi değerlendirmelidirler.
3- Bu kararın hayvana şiddet açısından yasal bir zemin hazırladığını unutmamalıdırlar.
Selamlar,
Prof. Dr. H Tamer DODURKA
Genel Sekreter Yardımcısı