Köpeklere can borcu
Mesude ERŞAN Fotoğraflar: Selçuk ŞAMİLOĞLU
14 Ağustos 2011
Burhan Özkan evli ve üç çocuk babası bir tekstilci. Özkan’ı diğer konfeksiyonculardan farklı kılansa hayatını sokak köpeklerine adamış olması. 12 yıl önce peşine takılan bir yavru köpeğin sayesinde intiharın eşiğinden dönen Özkan, o günden beri tek kişilik dernek gibi çalışıyor: “Beni bir köpek iyileştirdi. Ben de köpeklere bakmayı iş edindim”
Burhan Özkan (39), 1997’de panik atak tanısı konmadan önce yakın korumalık yapıyordu, sonra kendi tekstil atölyesini kurdu. Ancak hastalık onu zorluyordu. 1999’da doktoru bir hava değişimi önerince, iki haftalığına
İstanbul’un hemen yanı başındaki Bolluca Köyü’nde annesinin evine gitti. Ama hava değişimi değildi asıl amacı. Kafasına intihar etmeyi koymuştu...
Daha önce de birkaç kez girişimde bulunduğu intihar için güç topladı. Soğuk bir ekim gününde, eşine ve anne-babasına veda mektupları yazıp köyün yakınındaki göletlerden birine yollandı. Bolluca Çocuk Köyü’nün önünden geçerken bir köpek yavrusu yolunu kesti. Biraz sevip başını okşadığı yavru köpek bir türlü peşinden ayrılmadı. Sonunda ondan kurtuldu, gölete ulaştı ve kendini suya attı. Tam kendini bırakmak üzereyken, köpek yavrusunun havlamasını duydu. Yavru onu suda da bulmuştu. Suyun içinden bir süre hayvanı izledi. Köpeğin yanına gelme mücadelesinden etkilendi. Vazgeçti, “Hayvanı götüreyim, sonra yine denerim” diye düşündü. Hayvanı ilk gördüğü yere bıraktı. Ama yavru köpek bir türlü peşini bırakmadı. Annesinin evine kadar geldi. O güne kadar hiç köpeği olmamıştı Özkan’ın. Ama bu yavru köpek başkaydı, her şeyden önce hayatını kurtarmıştı: “Onu sahiplendim. Adını da Haydut koydum. Dedim ki, ‘Sen benim hayatımı kurtardın. Ben de seni ve diğer köpekleri en iyi şekilde yaşatabilmek için mücadele edeceğim.’ Evet, beni köpekler iyileştirdi.”
KÖPEKLERİN UĞRUNA HAPSE GİRDİ, BIÇAKLANDIKöpeklerle ilgilenmeye başlayınca o güne kadar hiç farkına varmadığı gerçeklerle yüzleşmeye başladı. Hem çocukların hem de yetişkinlerin işkenceyle hayvanları öldürdüğünü gördü. Çevredeki belediyelerin sokaklardan topladığı köpekleri öldürdüğünü, ormana terk ederek açlık ve susuzluğa mahkum ettiğini de... Her cephede bu istismara karşı savaş açtı. Köpeklere kurşun sıkan belediye görevlisini hastanelik etti. Görevli şikayette bulunduğu için 11 gün hapis yattı: “Hapise girmek önemli değil de ormanda baktığım köpeklerin tamamı o 11 günde öldü.”
“Bu bölgede hayvan düşmanı çok. Ben nasıl yaşatmak için mücadele veriyorsam, onlar da öldürmek için uğraşıyor” diye isyan etti. Burhan Özkan’ın çilesi bununla bitmedi. Bir gün sokakta yolunu kestiler, köpeklerle uğraştığı için bıçakladılar. Hastanedeki birkaç günlük tedaviyle bu saldırıyı atlattı.
Sokak köpeklerine bakmanın boş zamanını doldurmak için yaptığı bir hobi olmadığını söylüyor Özkan: “Bu acı dolu bir iş. Öyle anlar geliyor ki gırtlağıma bir şeyler saptanıyor. Bazen boğazımdan lokma geçmiyor.” Özkan hiç tatil yapmıyor. Çünkü köpeklerin yaz-kış beslenmesi gerek. Gülerek, yılda sadece 1-2 defa Karaburun’a gidip ayaklarını denize soktuğunu anlatıyor. “Nasıl tatil yapayım? Hayvanlara bakmaya gün yetmiyor. Zaten bu bir hobi değil. Başlı başına bir iş.”
Özkan, kendi evinin kapısında da 5 köpek, 15 kedi besliyor. Akşamları çöp konteynırlarını devirip içindeki çöpleri döküyor. Çünkü köpekler, özellikle yavrular buralara çıkıp yiyecek alamıyor ve aç kalıyor. Komşuları topladıkları imzalarla sürekli belediyeye, “Bu adamı ve köpeklerini istemiyoruz” diye şikayette bulunuyor. İnternetten hayvanseverleri ormanlardaki havyanlarını beslemeye organize etmeye çalışıyor. Bir yandan da kızıyor, “Bir torba mama getirip, sonra da uzun uzun Facebook’ta anlatıyorlar.”
Hayatını kurtaran o yavru köpek mi? Dokuz yıl Özkan’la birlikte yaşadı. Sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından fare zehiriyle zehirlendi.
KARIM DEFALARCA BOŞANMA DAVASI AÇTIBu uğurda birikmiş paramı harcadım, arsalarımı sattım. 17 parkurluk, 130 kişinin çalıştığı atölyem zamanla yılın sadece altı ayı çalışan küçük bir atölyeye dönüştü. Ama 17, 11 ve 5 yaşında üç çocuğumdan baba şefkatini esirgemedim. Karınları doyuyor, okullarına gidiyorlar. Yaptığımı kimse onaylamıyor. Karım sık sık boşanma davası açar. Bir şekilde gönlünü alıp barışıyorum. Annem, “sütümü helal etmem sana” diyor. Bunun ‘boş iş’ olduğunu söylüyorlar. Allah’ın köpeklerin rızkını vereceğini söylüyorlar. Allah havadan ekmek yağdırmaz ki!
KÖPEK DÖVÜŞLERİNİ BASIYORBurhan Özkan’ın çabası köpekleri beslemekle sınırlı değil. Bahis karşılığı köpek dövüştürülen kahveleri tek başına basıyor. Dövüşlerden köpek kurtarıyor. Çocuklara havyan sevgisi kazandırmayı da kendine görev ediniyor. Bunun için okullara üzeri hayvan baskılı tişört ve mont yaptırıp dağıtmışlığı bile var. “Hayvanlara eziyet eden o kadar çok çocuk var ki... Çocuklara hayvan sevgisi kazandırmak çok önemli. Ama maalesef sırf üzerinde hayvan resmi olduğu için, bunları eve sokmayan aileler oldu.”